Neler Sorduk ?
Halk; rekabet programlarını, rekabet mevzuatını, rekabet kurumunu ne kadar tanıyor ve halkın zihninde kurumun yeri nedir?
Cevap:
Bir tüketici açısından rekabet neden gerekli dendiğinde çok basit bir cevap var: ”Ben daha ucuza ürün almak istiyorum.” Yani en çok etkileyen konudan giriş yapıyor. Bu, rekabet olduğu zaman şöyle evriliyor: ”Hem makul fiyatlı hem de kaliteli.” Yani bir yarış var ki en düşük maliyetle en kaliteli ürünü yapmak. Bu yarıştaki algı, çeşitli firmalar ucuz maliyetli aynı zamanda kaliteli ürün için yarışsınlar ve bunlardan batması gerekenler batsın çıkması gerekenler çıksın… Asıl soru tüketicinin bu yarıştan haberdar olma seviyesi ne olmalı, bu yarışın ne kadar korunaklı bir alanda yapılması gerektiği yöneticiler tarafından ne şekilde dizayn edilmeli ?..
Tüketici olarak rekabet kurumunun bizim lehime çalıştığını yani bir malı rekabet ortamında daha ucuza alabileceğimizi biliyor olmamız, bu arayışa girmek için yeterli olmalı. Peki bu durumda nedir bizi engelleyen?
Cevap:
Bizi engelleyen aslında ”Devlet Baba” veya kimi kültürlerde ”Devlet Ana” çok babalık ve çok annelik yaparsa çocuk öğrenmiyor… Profesyonel mesleklerde bir bilgi asimetrisinin doğal olarak bulunduğu alanlardaki aşırı regülasyon, sadece rekabetle alakalı kısıtlama değil; reklamla ilgili kısıtlama, tüketicinin ister istemez algısıyla oynayabilecek veya sağlığını tehdit edebilecek birçok unsuru temizleyip bir alan açılması gerekiyor. Dolayısıyla bu alanlardaki regülasyon hayatın diğer alanlarına da yayılmaya başlarsa rekabetin nefes alacağı alan gittikçe daralır, regülasyon bu sefer hantallık getirir. Sonuç olarak rekabet kurumunun görevi fiyatları aşağı çekmek değil sağlıklı bir rekabet ortamı olup olmadığının hakemliğini yapmaktır.
Türkiye Rekabet Kurumunun dünyadaki herhangi bir rekabet kurumundan; bilgi, derinlik veya piyasaların düzenlenmesine bakış açısı olarak bir farkı veyahut bir eksiği var mı?
Cevap:
Birçok rekabet kurumuyla iş yapma şansım oldu, görme ve konuk olma şansım oldu. Türk Rekabet Kurumu, Avrupa Birliği’nden almış olduğu disiplinle Avrupa Birliği içerisindeki sayılı rekabet kurumlarından. Farz edelim ki Türkiye bir gün AB üyesi oldu, 3. veya 4. sıradaki dominant kurumlardan birisi olmaya aday. Türkiye Rekabet Kurumu; takip edilebilen, şeffaf bir şekilde kararlarını yayınlayan bir kurumdur ve bu yönüyle kesinlikle parmak ısırtıcı bir uygulaması var. Türk Rekabet Kurumu, adı mutlaka listeye eklenen kurumlardan bir tanesi…
Uzlaşma ve taahhütlerle alakalı kanunda bazı değişiklikler oldu son zamanlarda. Biraz bu konuyu açar mısın?
Uzlaşma ve taahhüt meselesi çok önemli 2 husus. Bunlar rekabet kurumunun bir ihlali ortaya çıkartmak için kullandığı soruşturma yöntemlerinin içerisindeki nefes almalardır. Hem taahhüt sürecini hem de uzlaşma sürecini rekabet kurumu, yoğun bir şekilde kullanmaya başladı. Birçok firma uzlaşma yöntemiyle süreci kapatma yoluna gitmeyi tercih etti.